06 Aralık 2010

Ben Dünya Vatandaşıyım Ona Göre !!!

Evet arkadaş ben dünya vatandaşıyım.Aslına bakarsanız ruhum bana bunu hissettirse de ve hatta hayatta kimi ufak zaman dilimlerinde bunu reel olarak yaşasamda sanırım ''şimdilik'' Uşak Üniversitesinde okuyanve yine '' şimdilik'' kendisini kapana sıkışmış gibi hisseden bir gencim...

Bunun sebebi mi ne ?

Çok basit hayat şartları,insanlara,aileye olan sorumluluk,kendi ayaklarının üzerinde durma çabasının hissiyatı ve bunun gibi uzaaaar gider...

Yaşadığım hayattan memnun değilim,bir çok fırsat belki elimde,belki elimde olan başkaları için büyük gözüken fakat benim için zaman geçirmeye yarayan zaman kayıplarından başka bir şey değil!Evet bu düşünceler hastalıklı düşünceler beyini kemiren,seni bitiren düşünceler...

Ben artık özgür olmak istiyorum!!!

Bazen içinde bulunduğum ruhun bana ait olmadığını düşünüyorum.Benki çocuklukdan beri dünyayı gezmenin hayalleriyle büyümüş ileride sevdiğim mesleği yapacağını düşünerek bu zamanlara gelmişim ama sonuç şimdilik 0 ile 1 arasında bir yerlerde.

Neden buradayım neden burada okuyorum neden bunu okuyorum neden aynı hayatı yaşıyorum neden farklı insanlar tanıyamıyorum neden melankoli havamda evrensel müziğin derinlerine kendimi gömemiyorum nedenleeeer uzaaaaar gider.

Ben dünya vatandaşıyım , kendimi belki şimdilik avutuyorum ama ben dünya vatandaşıyım.Sorumlulukları düşünerek bir büyük hayat geçer mi?Bunu okuyunca hayır geçmez bazen bende monotonluktan,hayatın zorunluluklarından uzaklaşıp gitmek istiyorum dediğinizi duyar gibiyim.

Dünya vatandaşı olmak ne demek biliyor musunuz?
Dünya vatandaşı ÖZGÜRLÜK demektir.Reggae dinlerken fransanın bir kasabasında mevsimlik elma toplayıcılığı yapmak demektir.Barselona da sokak sanatçısı olmaktır.Evrensel dil konuşmaktır.San diego da jonklörlük yapmaktır.Portekizde kendi yaptığın takıları satmaktır.

Bu yazılanlarda uzaaar gider. Fakat doğru değilmidir.Kim alıp başını gidip,sorumlulukları olmadan dünyayı dolaşmayı istemez , başka insanlarla tanışmayı , yeni kültürler tanımayı ,Dünya Vatandaşı olmayı istemez.

Evet ben içinde bulunduğum ruha şu anın şartları nedeniyle ait değilim.Ben ki biryerde kaybolduğu zaman bile anın tadına çıkaran , kaybolmanın o özgürlük içeren kokusunun mutluluğunu yaşayan bir insan...Hayır hayır ben buranın insanı değilim Ben DÜNYA VATANDAŞIYIM.

Yakında sanırım herşeyi ardımda bırakıp gideceğim uzaklara hayallerimin peşinden :D Evet bunları yazarken bile heyecanlandım...Anam nooooluyoz yaw !!!!

Her neyse


Güzel duygularla başladığım yazımı isyankar cümlelerle devam ettirdim ve bitiriyorum.Evet sanırım biraz içimde toplamışım size burada pöykürdüm ama kusura bakmayın olur mu :D

Seviyorum Hülen sizi ! Siz siz olun hayallerinizden kopmayın peşini bırakmayın,basma kalıp hayatlarınıza aldanıp gitmeyin basın tekmeyi başkalarının hayatı olsun o hayat ;)

Sevgilerle...

21 Kasım 2010

Ölü Taklidi

Eyyy gidi acaba teknolojimi gelişmedi yoksa misafirliğe gelen çocuklu teyzeler çocuklarına oyun aracı olarak ev sahiplerinin bilgisayarlarını oyuncak olarak görmeyi saplantı hale getirmiş oldular...

Eskiden bilgisayarmı vardı? Misafirliğe gidince çocukları azcık yaramazlık yapsın direk ev sahibinin en büyük çocuğuna ablası/abisi hadi sen kardeşine bilgisayarında oyun aç !!!

DAMN İT !!!

Eve misafirliğe gelipde çocukları yaramazlığa başlayan misafirlerin bana hadi abisi şu kardeşine bilgisayarında oyun aç tarzında laflar duyuduğumda KENDİMİ YERE ATIP MİSAFİRLER GİDENE KADAR ÖLÜ TAKLİDİ YAPMAYI İSTİYORUM !!!

Sizce yerler mi ???? :D

Neden ama ya neden !!!! Neden bir oyuncak istenmiyor neden bir çizgifilmle yetinmiyor günümüz yaramaz misafir veletleri !!!!
Bu bayramda başıma geldi ama hazırlıklıydım :D Yine misafir teyzelerden bir tanesi beni her nekadar tanımamasına rağmen böyle bir teklif ile geldi ve ben bilgisayarım masanın üstünde açık olduğu halde, teyzenin bunu gördüğünü bile bile bozuk dedim :D ama misafir teyze inat ve tuttuğunu koparan cinsden çıktı ama sökmez bana :D
Bu soru bir kaç kez tekrarlandı ama duymamazlıktan geldim,aaaaaa ama benimde bir patlama noktam var dimi,sanıyorum dördüncü ya da beşinci söleyişiydi ki aynen şu cümleler yer aldı '' Abisi bak kardeşine hadi bilgisayarında bir oyun aç da bizde rahat rahat konuşalım'' demesi üzerine,ben ''teyze ben bilgisayarı sattım masanın üstünde aslında bilgisayar yok diyecek bir pişginiliğe ulaşmış vaziyette olduğumu gördüm :D

Evet işte tam o an kendime yere atmak ölü taklidi yapmak istedim ....

İyi Dostum Manik Petrus Şizo Adios

Bu yazı şiddet,korku,gerilim ve saçamalık içerir. +7 üzeri okuyucu kitlesine hitap etmektedir. Küçük çocukların uzanamayacağı ve okuyamayacağı yerlerde okuyun !!! Davranış bozukluklarına sebebiyet verebilir. :D

Şu satırları yazarken ankaradan uşağa yol almış bulunmaktayım.Tahmini bir saat öncesinde samsundan ankaraya indiydim.Malum bayram dönüşü tüm otobüsler dolu olunca , uçaklara da zamanında bakmayınca böyle amele gibi aktarmalı gidiyor insan okuduğu memlekete...

Bakıyorumda şu an uşağa gitmekte olduğum bu son model otobüs ile samsundan geldiğim otobüs arasında dağlar,ovalar,vadiler kadar fark var.Lider turizmden aldığım bir bilet bana bu yazıyı yazdırmayı,dolayısıyla başıma gelen bir olay ile çok sevdiğim dostumu hatırlamama sebeb oldu.

Otobüse bindim ve kaltuğuma oturdum ,hareket etmeye başladığında bu arabının gidiyor olduğunu görmek oldukça şaşırtıcıydı :D Her neyse acaba hangi otobüs yola çıktıkdan 10 dakika sonra valizlerini döke döke gider !!!!

Eveeeeet bu noktadan itibaren canım dostum adios'u hatırlama vakti gelmiş demektir :D




Benim öyle bir dostum var ki ;
Uçağa binmekten korkar,ama neden!!! bavullarım ,valizlerim uçarken aşağı düşecek de kaybolacaklar diye :D Kaybolmak ile takıntısı var bu dostumun öyle ki ilk okulda tuttuğu defteri bile duruyordu sanıyorum :D

Sanırım artık bende bunu otobüslerde yaşayacağım başıma gelen bu olaydan sonra :D Ama durun zevkli gidiyor benim öyle bir dostum varki kısmı, devam edeceğim buna :D

Benim öyle bir dostum var ki ; Sinema da film izlerken mısır yiyemez.Ama neden!!! yerken kendi çıkardığı seslerden filmi anlayamadığından dolayı :D


Benim öyle bir dostum var ki ; Elinde ki 2 mp lik telefon kamerası ile profesyonel fotoğrafçılara taş çıkartacak kadar orjinal fotoğraflar çekebilecek kadar psikopat birisi...

Benim öyle bir dostum var ki ; O kadar ama o kadar zayıf olmasına karşın ve hatta babasının onun üzerinde şişmanlatma çalışmaları yapmasına rağmen asansör kullanmaz,merdivenleri koşar vaziyette çıkar :D

Benim öyle bir dostum var ki ; Asosyal kavramını kendine benimsemiş olmasına rağmen şiddetle sosyal olma ve oldurma çabalarım meyvelerini vermekteki.Örneğin şuan macera ve ekstremle hiç ilgisi olmadığı halde o kulübün sponsor işlerine bakıyor :D

Benim öyle bir dostum var ki ; Anadolu molada kahve içip dertleştiğim nadir insanlardan...


Benim öyle bir dostum var ki ; Deli,manyak,şizofren,manik,imsomnialı,takıntılı,psikopat !!!


Benim öyle bir dostum var ki ; İyi kivar hülen valla ;)
Eyyy gidi otobüste yaşadığım bi tatsız olay bana neler yazdırdı durup dururken :D Adios benden kurtulamazsın emin ol ;)

Bu arada şunu fark ettim Anadolu Turizmde seyehat ederken sıcak bir kahve ile bu satırları yazıyor olmak cidden ayrı bir keyifmiş konfor be abiiii ;)

Anadolunun sahibi Halil emmiyi tebrik etmek gerek ;) yakında bi yanına uğrarım :D

Hadi eyvellah...

19 Kasım 2010

Yıl 2097 ve Testere 7608768321 Sinemalarda


Eveeeeet affınıza sığınarak bu uzun aranın telafisi olacağını belirterek yazıma başlıyorum ;)

İnceptionda sonra biri benim aklıma tohum ekmiş olacak ki testere 7 ye gitme fikri olgunlaşmış bende...Ne garip zevk aldığım bir film değil ve testere 5 dahil sonrası için hiç bir beyin yürütecek olgunlukta olmayan bir seri...

Hülen !!! Testere 7 tırii di miş... sadece merak dan gittim,serinin son filmi olduğu söylentileri(!) tüm sinema eleştiri sitelerinde yer almakta ama filmden çıktıkdan sonra yine aynı kadro(erhan,alper ve ben) film sonrası yorumlara başladık.

Ben : Yıl 2047 testere 59 sinemalarda...
Erhan : Torunlar da seriye şahit olcak....
Alper : Yıl 2000 bilmem kaç 100D boyutlu sinemalar testere 4876423 filmin içinde biz...


Film de ilk 4 seri de ki heyecanı akıl oyunlarını son filmde de bulamıyorsunuz.Serinin son filmi yapmaları ne akıllıca bir karar.Çünkü filmlerin seyri testere 5 den sonra hep aynı.Bitmesi filmin iyi hatırlanması açısından sağlıklı bir karar olmuş :D

Her neyse...

Tırii dii diye bi ibare vardı filmin afişinde ve bununla birlikte film salonuna girerken bizlere yağlı tırii dii gözlükleri verdiler.Yağlı diyorum çünkü bizden önce film izleyenlerin kendilerinin mi mısır yediği yoksa gözlüğe mi yedirdikleri meçhul! Her neyse filmde tırii dii lik bir şey söz konusu değildi ahım şahım olayın içinde kendini hissedeceğim bir kaç sahne dışında tırii dii siz bi halde de izlenirdi bu film kesinlikle...


Açıkcası serisine göre vasat düzeyde olan son film,seri dışında sadece testere 7 diye incelersek sanırım vasat ile iyi arası bir basamakda yer alırdı sanırım.Filmin akışı,sürekleyiciliği bir nebze 5 ve 6 dan daha iyi bir vaziyette.Güzel bir seneryo olmuş ve güzel bir şekilde bağlanmış her ne kadar sonu varmış gibi bitmesede.

Filmi yine kısaca özetlersek sadece şunu desem yerinde olur ; ''Herşey başladığı yerde bitti ve oyun bitti...'' Pek inandırıcı gelmesede bu böyle :D

Filmin benim gibi full serisini izleyenler ne dediğimi anlayacaklardır.Heeh aklınızda bulunsun seriyi izlemeden bence direk 7 ye gitmeyin :D

Ve yazımı bitirmeden önce sevgili afm sinemalarına her film sonrası olduğu gibi hayır dualarımı(!) iletmek istiyorum.Film öncesi 20 dakikalık reklamlar olmazsa olmazlarımdan dır (!) ve onlarda bunu bilerek dayıyorlar reklamı ... Damn it !!! :D

20 Eylül 2010

Bir Buruk ÖZLEM !!!


Biricik kızımın özlemiyle doluyum onu görmeyeli 2 aya yakın olacak interrail'in son günleri herkesden çok onu özledim yol arkadaşlarıma her seferinde durup durup '' iyi güzel sürekli geziyoruzda ben biricik kızım RAFFLE ' ı ne de çok özledim '' diyorum.Sonra yol arkdaşlarıma onu son bıraktığım yerde ardıma bakarken nasılda bana ağlamaklı havladığını anlatıyorum...

Günler günler .... peşi sıra gidiyor içimde onun özlemi bana naz yapışı üzerime çıkıp yalakalık yapması... Acaba iyimi diye düşünürken aklımın bir yanından bu anıları geçiyor... Trenin buharlaşmış camlarından o eşsiz yeşillikleri izlerken onunla hafta sonraları gittiğimiz yeşillikler aklıma geliyor inceden bir gülümseme sarıyor çehremi...

Gezinin bitmesine her geçen saat daha da az zaman kalıyor.İşte kızıma kavuşacağım onu sevip oynayacağım diyorum kendi kendime, çok büyük bir bağ var aramızda...

Biliyor musunuz keşke bu geziye çıkmasaydım... Onunla daha fazla zaman geçirirdim onu daha fazla görürdüm. Bunları neden mi söylüyorum.

Biricik kızım artık hayatta değil...Bunları yazarken bile hayatta olmadığına hala inanmak istemiyorum... Gözlerim dolu dolu boğazımda bir düğüm var. O benim herşeyim(di)...

Dün haberini aldım yaklaşık bir ay önce hayata gözlerini yummuş. Daha 1 yaşına bile basamamıştı !!!

O kadar özlemi ile doluyken bu haber hayatımın en kötü anlarından birini yaşattı bana !!!

Evet artık biricik kızım hayatta değil onun yerini hiç(birşey,kimse) dolduramaz.Onu geride bıraktığım 2 ayın özlemi ile uğurluyorum...Ardından dökülen göz yaşlarımın seni geri getirmeyeceğini biliyorum fakat elimde değil sen herşeyimdin !!!

Elveda biricik kızım RAFFLE .....

06 Ağustos 2010

Sormayın Başıma Ne Geldi !!!

Uzun zamandır yeşil pasaportun çıkacağı haberleri dolanıyordu.Benim haberim 2010 mart ayı başında olmuştu araştırmaya başladım fakat böyle bir olayın daha olmadığı ve sadece kanunlaşma aşamasında olduğunu öğrenmiştim.Ve taaa mart ayından beridir bu konuyu sürekli takip ettim ha çıktı ha çıkacak derken ve sonunda 05.08.2010 da kanun olarak erkeklerinde 25 yaşına kadar yeşil pasaport sahibi olma hakkı tanındı.

Kanuna göre ;

Eski yasada devlet memurlarının çocukları için yeşil pasaport sahibi olma şartı erkeklerde 18 yaşına kadar kadınlarda ise evlenmeme ve çalışmama şartlarına haiz olmakla birlikte sınırsızdı. Yeni yasayla birlikte 18 yaş sınırı hem kız hem erkek çocuklarında 25 yaşına çıkarıldı. Çocuklara 25 yaşına kadar bekar olmaları, çalışmamaları, öğrenci olmaları ve aileleriyle birlikte ikamet şartı getirildi. Ailesinden uzak bir yerde okuyan çocuklar yeşil pasaport başvurusu yaparken öğrenci belgelerini de getirecek. 25 yaşını dolduran çocukların yeşil pasaportları geri alınacak.

Ahhh benim başıma gelenler sen o kadar bu olayı takip et bak sürekli sonra biletini al umumi pasaportunu,vizeni al sonra bir bakmışsın erkeklere de yeşil pasaport hakkı tanınmış. Abi yuhhh dedim hemen diğer arkadaşları aradım hepsinin dili tutuldu aynı benim gibi bu uygulama çok değil sadece 1 hafta daha önce olsaydı neredeyse cebimde 450 TL ye yakın bir ücret cebimde kalacaktı ve o parayı çatır çatır avrupalarda yiyecektim Lakinki öyle değildir oluyormuş.

Vize için Konsolosluğa ve İdata'ya verdiğim 180 TL,Pasaport'a verdiğim 145 TL,Vize için toparladığım evrakların ve toparlama esnasında yaklaşık harcadığım 100 TL, vize esnasında koşuşturduğum ve stres yaptığım zamanların pahabiçilemez durumu ile baya bir zarar'a girmiş bulunmaktayım.Hem ruhen,hem bedenen,hemde maddi açıdan çöküş durumundayım bu haberi duyduğumdan beri !!! :D

Yeşil pasapor kanunu geçen hafta çıkmış olsaydı yukarıda ki masraflardan kurtulmuş olacaktım.Böyle durumlar ne diyoruz '' Hayırlısı olsun be abi olacağı buymuş olmuş '' . Tabi bizlerin genelde tek kendini avutma durumu bu şekilde oluyor.Hayırlısı olsun :D

05 Ağustos 2010

'' İNCEPTİON '' Nasıl bir filmdir !!!

Başlamadan önce tek kelimeyle izledikten sonra Ohaaa !!! dediğiniz bir film :D Nerden mi biliyorum sinema çıkışında kora halinde bu tepkiyi duymamak mümkün değil ;)

Dün yaşadığım vize işleri sırasındaki tatsız olayları biraz olsun unutmak için akşamında arkadaşlarım ile İNCEPTİON filmine gittim mükemmel görsel efektler,mükemmel kurgu ve mükemmel bir yapıt.Bilim kurgu olmasına karşın içinde ki diğer türlerin nasıl harmanladığını seyir zevki yüksek bir şekilde anlıyorsunuz zaten.Aksiyon,dram,gerilim,gizem,suç mükemmel bir karışım wuuuhuuuu !!!

Bilim kurgu filmlerinin üstadı Kıristofer Nolan'ın (Christopher Nolan) şahane şahaserinde Başrolde Leyonardo dikapriyo (Leonardo di caprio) yer almakta,filmi izlerken bu herifin gerçekten sinema için yaratılmış olduğunu bir kez daha fark ediyorsunuz.Ayrıca filmin başrolerini paylşatığı ve '' 500 days of summer '' filminde hayran kaldığım bir başka isim Joseph Gordon'da yer almakta benim için filmde çifte mükemmelliyet.



Nolan bu yapıtında zamanı,rüyaları büktü bu mükemmel oyun harmanı ile bence top class bir yönetmen olduğunu kanıtladı.Hayırlı uğurlu olsun!Filmi izlerken nolan'ın dahiyane yüksek zekasını kıskanmadım değil hatta çatladım,acaba ben aptalmıyım adam nasıl bu kadar güzel kurgu yapıp hayal ediyor da ben yapamıyorum diye.Eminim sizde filme gittiğinizde bu şekilde düşüneceksiniz. Öyle ki arkadaşımın ortak yemek için aldığı XL boyut mısırı sinema sonunda kendi önümde ve bitmiş olarak buldum :D

Film öyle çok anlaşılmayacak bir film değil yeterki sinema çıkışında konuşacak bir kaç kişi bulusanız sizin için iyi olurherşey yerli yerine oturuyor.Arkadaşlarım ile sinema çıkışında evet yorumları,soruları alalım dediğimde neden biz Türkler sinema çıkışında filmi yorumlarız gibi bir tepki alınca üzerine gitmedim.O arkadaşım çok sevdiğim namıdiğer Saru arkadaşım ;) Ama bu filmde bu dediğim gerekiyor,ben her nekadar bunu yapmasam da filmi izledikten sonra evde,tuvalette,yemek yerken ve televizyona boş boş bakarken gün boyunca düşünme,yorumlama fırsatım oldu kendimce ve her seferinde Nolan'ı alnından öpmeyi istedim.

İmdb'de aldığı puanı haketmiyor. daha yüksek olmalıydı. sakın ola ki filmi sinemada izlememezlik yapmayın. "korsanı çıkar, vcd'den izlerim. orjinal dvd'sini beklerim, gelene kadar internet'ten izlerim." gibi bir ahmaklık yapmayın arkadaşım. bu sinema olayını kaçırırsanız, kendinize yazık edersiniz can ciğer okurlarım ;)

Görsel efektleri ile insanı kendinden alıyor, çoğu kimseler filmi '' Matrix '' ile karşılaştırmaya kalkmış fakat emin olun uzaktan yakından alakası yok,benzetip karışlaştırdıkları sanal ve hayal ürünü bir matrix,inception'da ise bu yok tamammen gerçekliğine inanıyorsun.Efeklerin inandırıcılığı mükemmel dizayn edilmiş sanki filmin içinde sen yaşıyorsun olayları.

Filmin konusunu pek burada yazmak istemiyorum fakat genel hatlarıyla rüyaların kontrol edilmesi üzerine bir film bence bu kadar bilmeniz yeterli,gerisi gidip sinemada bu şaheserin tadını çıkarmak !!!


Ayrıca AFM sinemalarına bize abartısız 20 dakika reklam izlettirdikleri için hayır dualarım onlarla olmuş bulunmaktadır. ;)